2015 genel secimi yapıldı.
Secim surecinin dumanı yavaş yavaş dağılmaya başladı çok şükür. Simdi secimden çıkan
sonucu “seçmen sunu söyledi, su mesajı verdi” diye yorumlamak kaldı. Bu da artık
biz seçmenlerin isi değil. Yorumcuların isi. Kolay gelsin onlara da.
Siyasetçilere de, çıkan sonuçtan
hükûmet çıkarma işi kaldı ki, pek de kolay iş değil onlarınki. Herkesin aklında
olan, “biz hükûmete girersek bir sonraki secimde ne kazanır ne kaybederiz”
sorusu var. Yani koalisyona girip ülke için şunu, bunu yaparız dan ziyade
partimiz bundan nasıl etkileni sonraki secimde. Kimi desteksiz verdiği sözleri
nasıl gerçekleştireceğinin hesabını, bu sözleri nasıl tutturacağını kara kara düşünüyor,
kimi de daha fazla sorun nasıl çıkar da biz köşede “bakin iste yapamıyorlar,
dedik size yapamayacaklarını bakin iste yapamıyorlar” in hesabını. Neyse kolay
gelsin hepsine. Sokaklarda gurultu çıkararak yapılmayacağına göre, oturup
beklemek gerek.
Bu yıl yapılan 2015 genel
secimin sonucu Türkiye’yi başka bir gerçek ile yüzleşmek zorunda bıraktı. “KÜRT
yoktur, onlar aslında dağ TÜRK leridir ama kendileri de bilmiyor” sözlerinin
secim sonucu olarak yalanlandığı bir secim oldu. Elbette ayni zamanda “KURT
partisi yoktur, bakin biz %50 den fazla oy alıyoruz. Zaten onların aldığı
oylarda silah zoruyla verilen oylar” saçmalığının resmi olarak yalanlandığı sonuçtur
da. Bir başka sonucu da “biz sizin Ortadoğu da tek kardeşiniziz, başka kim var
ki, bir sorunla karşılaşırsanız tek kurtarıcı Türkiye’dir” lafının bir
saçmalıktan ibaret olduğunum ispatidir. Bir başka sonucu “biz din kardeşiyiz,
bugüne kadar basa gelip din kardeşliği temelinde yapmadığımız yardımı ve kardeşliği,
yönetime gelemediğimizdendir. Yoksa Cumhuriyet tarihi boyunca başınıza ne
geldiyse bizde benzerini çektik. Bunların tüm sorumlusu KEMALIZM dir. Yoksa biz
basta olduğumuzda size bunlar asla yapılmazdı” lafının bir saçmalık olduğunun
ispatlanmasıdır. Bir başka sonucu, “ biz yol yaptık, SGK reformları yaptık, daha
ne yapalım. Zaten diğerleri olsaydı bunları rüyanızda görürdünüz, zaten bizden başkasına
oy vermezsiniz” kibirinin ters tepebileceğinin ispatlanmasıdır. Sonuçları
çoğaltmak mümkün. Kimine katılırsınız kimine katılmazsınız. Herkesin
değerlendirmesi başka.
Ama benim üstünde durmak
istediğim sonuç,- ki bu sonucun konjonktürle ve geçici olduğuna inanmıyorum-
AKP ve özelde Erdoğan ın, “Cumhuriyet kurulduğu 1923 ten bugüne kadar ne
çektiyse sorumlusu olarak TÜRK İslamcılarını görmeyen KÜRT İslamcılarına, İslam
kardeşliğinin bir hayalden ibaret olduğu, islam kardeşliği gibi hayalin gerçek olmadığı,
Kürtler sıkıştıklarında, TÜRK İslamilerinin Türk KEMALİST lerin den bir farkının
olmadığı, KÜRTLERİN MÜSLÜMAN olup olmadığının önemli olmadığı, KÜRT olmanın
KEMALİZM de olduğu gibi ISLAMCILARI nezdinde de makbul olmadığının” ispatlanmasıdır.
Bu güne kadar TÜRK İSLAMCILARININ KÜRT İslamcılarına söylediği şu cümle bir realite olarak görülüyordu.
“Evet, Cumhuriyet döneminde çok çektiniz, ama bizde çektik. Eğer yönetimde biz
olsaydık İSLAM KARDEŞLİGİ temelini esas alır böyle şeyler asla başınıza
gelmezdi. Zaten İSLAM böyle şeylere müsaade etmez” sözleri idi. Kürtler bu söyleme
samimiyetle inanıyorlardı. “ISLAM KARDESLIGI, ayni UMMET e tabii olmak, olması
gereken uygulamaydı. Bu yöntemleri Türkiye’de
İslamcıları hiç kullanmadılar. Başa gelseler asla kullanmazlar” dı. Dolayısıyla
dini referansları olan iktidar böyle şeyler yapmazdı.
Kendilerine KÜRT
milliyetçileri, okumuşları ne kadar ısrarla söylese de inandırılmaları mümkün
olmuyordu. “nasıl olur, İslam’da milliyet, irk yok ki” diye düşünür ve söylemlere
itibar etmezlerdi. O yüzdendir ki KÜRT partisi bu kadar mücadele etmesine
rağmen TÜRK İSLAMCISI parti kadar oy alamıyordu Kürtlerden. Alması da mümkün değil.
Ama sağ olsun AKP ve özelde
ERDOGAN, özellikle KOBANI savaşı sırasında, öncesinde ve sonrasında Kürtlerin düşündüğü
bu hayalin gerçek olmadığını, İSLAM KARDEŞLİĞİ gibi dini söylemlerin gerçek olmadığını,
Kürtlere yasayarak ispatladı. Bunda
tabii ki teknolojinin geldiği düzeyin etkisi yadsınamaz. Çünkü olaylar
1920 lerdeki gibi söylemlerden ibaret değil artık, yapılanlar-yapılmayanlar, yapılanların
amacı ve sebebi-yapılmayanların amacı ve sebebini toplumlara ulaştırmak artık çok
kolay. Yani açıkçası KÜRT birliğine doğru adımları AKP ama özel olarak ERDOGAN
a borçludur KÜRTLER. Bu konuda Tayyip Erdoğan’a teşekkür etmek lazım. “Biz
söylüyorduk ama inanmıyorduk, senin yardımın olmasaydı asla gerçekleşemezdi”
dememiz lazım. Yoksa HDP nin aldığı oyların, Demirbaşın -çok başarılı- secim
surecine -ki bu güne kadar benzer secim kampanyaları yapıldı ama sonuç hiç bu
kadar başarılı olmadı- söylemlerine bağlamak, hele hele CHP li seçmeninin ödünç
oylarına bağlamak –ki CHP nin sanki normaldi oyları sanki %35-%40 veya üstüydü
de bugünkü sonuçla arasındaki farkı HDP ye verdiler-, kendi aldığı sonucun
analizini yanlış yapmaktan başka bir şey olmayacaktır. HDP nin aldığı oyların artışının YEGANE
sebebi, KÜRT İslamcılarının, MÜSLÜMAN olmanın MAKBUL olmaya yetmediğini, KÜRT
olduğunuzda, TÜRK İslamcıları ile TÜRK KEMALISTLERI nin ayni olduğunu ispatlanmasıdır.
Yani ben KÜRT olduğunmda, KEMALİSTİ için ne isem İSLAMCISI içinde oyum. Bunu KÜRT
milliyetçileri asla inandıramazlardı. Bunu sadece TÜRK İSLAMCILARI
ispatlayabilirlerdi. İSPATLADILAR SAĞ OLSUNLAR.
Ve bu sadece AKP ve ERDOGAN ile sinirli kalmadı KÜRTLER nezdinde. AKP ve ERDOGAN ile kavga hatta savaşta olmasına rağmen CEMAAT de bunu ispatladı. Kobaniye saldıran IŞID için Fethullah GÜLEN den bir İSLAMİ destek görmediler savaşı kazanacakları ve IŞİD in KOBANI den çıkarılacağı belli olana kadar. Sokaktaki Müslüman Türk olan insanın da aslında IŞID in KOBANI ye saldırısını onayladığını gördü. Kürtleri sıkıştıracaksa, tarihin gördüğü en BARBAR insanların desteklendiğini gördü KÜRTLER yasayarak.
Ve bu sadece AKP ve ERDOGAN ile sinirli kalmadı KÜRTLER nezdinde. AKP ve ERDOGAN ile kavga hatta savaşta olmasına rağmen CEMAAT de bunu ispatladı. Kobaniye saldıran IŞID için Fethullah GÜLEN den bir İSLAMİ destek görmediler savaşı kazanacakları ve IŞİD in KOBANI den çıkarılacağı belli olana kadar. Sokaktaki Müslüman Türk olan insanın da aslında IŞID in KOBANI ye saldırısını onayladığını gördü. Kürtleri sıkıştıracaksa, tarihin gördüğü en BARBAR insanların desteklendiğini gördü KÜRTLER yasayarak.
Bütün bu ispatlamalar
Türkiye’de ki KEMALİST SÖYLEM veye İSLAM KARDEŞLİĞİ temelinde KARDEŞLİĞİN gerçek olmadığının
ispatıdır. Ancak bunun bir de Uluslar arası boyutu var ki o da bir başka
fiyasko olmuştur Türkiye açısından.
Bu güne kadar, KÜRTLERİ
tanımayı KÜRT den duyma imkânı pek olmadı uluslararası camianın. KÜRTün ne ve
nasıl olduğunu ya TÜRK, ya ACEM yada ARAP tan duydu. Barbar gerici olarak
tanıtıldılar. Kadınlara hiç saygı göstermeyen, birkaç kadınla evlenen (bu gerçek
ama yapan sadece KÜRTLER yapmıyor neredeyse tüm İSLAM coğrafyasına yapılıyor),
insan hakları, modern çağ anlayışı asla olmayan, karşısındakini hiç saygı göstermeyen, vs diye tanıtıldı.
Ve ayrıca İSLAM dünyası
açısından laik, ılımlı ve makbul sayılan İslam ülkesi olarak Türkiye
gösterilirdi. İslam coğrafyasına, -İSLAMİ yönetime sahip olsalar bile- TÜRKİYE
gibi laik, başka kişi ve dinlere toleranslı olmaları gerektiği, -dinin dışarda
bilinen yönü yerine- Türkiye deki gibi mezhebi veya dini yada vahşi olan yönünü
almak yerine sadece ibadet tarafını almaları gerektiği, başkalarının inanışlarına
Türkiye de olduğu gibi karışma ve zorlamaları olmamaları gerektiği telkin
edilirdi. İslami temelli liderlerin bile -başkalarını karışmadığı sürece-
olabileceği bunun en güzel örneği nin T. Erdoğan olduğu gösterilirdi. Ancak bu
okumalarında İngilizce de ki -wishful thinking- yani gönlünden geçenler
olduğunu ispatladı T. Erdoğan ve daha genelde TÜRKİYE. Gönlünün islami sistemde
olduğu, böylesi barbar gruplara bile yardım edebileceği ispatlandı. Ayrıca
Dünya kamuoyuna, bu güne kadar KÜRTLER hakkında duydukları pek çok şeyin gerçek
olmadığını, Kürtlerin barbar olmadıklarını, aslında Ortadoğu’nun en modern
kavmi olmasalar bile bu güne kadar
kendilerine anlatılanların gerçek olmadığını da ispatladı. Kadın erkek
eşitliğinin aslında KÜRTLERDE olduğunu, İŞİDE karşı kadın ve erkeklerin aynı
safta savaştığını, öldüğünü, dinilerinin İSLAM olabileceğini ama böylesi
barbarlığa karşı hiçbir yardım almamak riskine rağmen başlatabileceğini
ispatladı. Yani LAİK ve MODERN dediklerimizin gerici, ama gerici diye bildiklerimizin
aslında MODERN olduklarını gördü bütün dünya.
İŞİD e yardım giderken Türkiye den -ki bu artık tümüyle gizlenemez gerçektir- yardımı sadece T.Erdoğan yapmıyordu tek başına Erdoğan veya aynı anlayışta sınırlı sayıda birkaç kişi, Tayyip Erdogan ve sınırlı sayıdaki kişileri çok aştı, modern olduğu bilinen ve doksan yıldır var olan ordunun da bunu yapabileceğini ispatladı, yani kişisel olarak yapmıyordu. Laik ve modern olduğu bilinen ordu hala duruyordu Türkiyede.
İŞİD e yardım giderken Türkiye den -ki bu artık tümüyle gizlenemez gerçektir- yardımı sadece T.Erdoğan yapmıyordu tek başına Erdoğan veya aynı anlayışta sınırlı sayıda birkaç kişi, Tayyip Erdogan ve sınırlı sayıdaki kişileri çok aştı, modern olduğu bilinen ve doksan yıldır var olan ordunun da bunu yapabileceğini ispatladı, yani kişisel olarak yapmıyordu. Laik ve modern olduğu bilinen ordu hala duruyordu Türkiyede.
Dolayısıyla HDP nin 2015
seçim başarısı, Kürt oylarının artışının en belirleyici sebebi KOBANİ savaşı
olmuştur ve bu değişimin konjonktürel/geçici olduğu kanısında değilim. 7
Haziran 2015 ten sonra tarih başka türlü yazılacak. Bunu da sadece islamcı Türkler
yapabilirlerdi, yaptılarda. Bu sonuçlara rağmen HDP nin alması gereken toplam
KÜRT oylarının %50 belki de altını aldığını düşünüyorum.
M.TUNG